Hacerü'l-Esved, İslam dininde Cennet taşı olarak bilinen ve cennetten geldiğine inanılan kutsal bir taştır. Bu taşın gerçek yeri Kâbe'de bulunur ve altı parçası Türkiye'de yer alır. Hacerü'l-Esved, Kâbe'nin güneydoğu köşesinde, yaklaşık 1,5 metre yükseklikte, yumurta şeklinde ve 30 cm çapında parlak siyah bir görünüme sahiptir.

Hacerü'l-Esved taşının nereden ve nasıl getirildiği hakkında farklı inanışlar ve yorumlar vardır. Ancak bu taş hakkında kesin bir bilgi bugüne kadar ortaya konmamıştır. Hz. Peygamber'in (S.A.V) "Hacerü'l-Esved cennettendir" buyurduğu bildirilmiştir. Taşın Ebu Kubeys Dağı'ndan getirildiğine ve Hz. İbrahim tarafından Kâbe'ye konulduğuna inanılır.

Hacerü'l-Esved taşı, Kâbe'nin Hz. İbrahim ve oğlu tarafından inşası sırasında yerine yerleştirilmiştir. Zaman içerisinde birçok defa onarılan Kâbe, bu süreçlerde taşın da etkilenmesine neden olmuştur. Hacerü'l-Esved taşında Hz. Muhammed'in (S.A.V) elinin ve yüzünün izleri bulunduğu rivayet edilmektedir. Kıyamet gününde bu kutsal taş, kendisini selamlayanlara şahitlik edecektir.

Hacerü'l-Esved taşını kutsal yapan, Hz. Muhammed'in (S.A.V) onu öpmesidir ve haccın menasikinden olmasıdır. Hac, Hacerü'l-Esved taşı ile başlar ve onunla bitirilir. Hac sırasında imkan varsa Hacerü'l-Esved taşı öpülür, bu mümkün değilse elle veya uzaktan selamlanması gerekir. Hacerü'l-Esved taşını öpmek sünnettir. Eğer bu mümkün değilse Kâbe'de bulunan Yemame taşının öpülmesi de onun yerine geçmektedir. Yemame taşının bulunduğu yere "Rüknü'l-Yemani" adı verilmiştir.

Mimar Sinan, Hacerü'l-Esved taşının dört parçasını Sokullu Mehmet Paşa Camii'ne yerleştirmiştir. Taşın parçaları altın çerçevelerle kaplı ve minbere giriş kapısının üzerinde bulunmaktadır. Hacerü'l-Esved taşının diğer bir parçası Süleymaniye Külliyesi içinde yer alan Kanuni Sultan Süleyman türbesinde bulunmaktadır. Parça, giriş kapısının üzerindeki saçak altında yer almaktadır. Bir diğer parça ise Edirne Eski Camii'de bulunmaktadır. Ziyaretçiler bu taş parçalarını görebilmektedir.

Hz. Muhammed'i (S.A.V) Hacerü'l-Esved taşını öperken gören Hz. Ömer'in, "Eğer Peygamberimi seni öperken görmeseydim, seni öpmez ve el sürmezdim" dediği bilinmektedir. Bu nedenle Müslümanlar, taşa Hz. Muhammed'in (S.A.V) el sürdüğü ve öptüğü için hürmet etmektedir.

Hacerü'l-Esved taşının İstanbul'a gelme hikayesi şöyledir: Kâbe'nin tamiri ve onarılması sırasında taşın bazı parçaları kopmuştur. Bu parçaları İstanbul'a getiren kişi bulunarak cezalandırılmış ve parçalar yerine götürülmek istenmiştir. Ancak Mimar Sinan, "Bunlar şeref misafiri olarak kalsın" demiştir ve bu önerinin kabul edilmesi üzerine taşın parçaları İstanbul'da kalmıştır. Mimar Sinan, o dönemde Sokullu Mehmet Paşa Camii'ni inşa etmektedir ve parçalar caminin dört yerine yerleştirilmiştir. Taşın parçaları o günden bugüne kadar gelmiştir.

Hacerü'l-Esved taşı ile ilgili bazı hadislerde şöyle geçer:

Hz. Ali'den gelen rivayette şu müjde verilmektedir:

Hacerü'l-Esved taşına Hz. Ömer'in söylediği sözler, cahiliye devrinde taşlardan medet umulmaması açısından kullanıldığı belirtilmiştir. Hacerü'l-Esved taşı, Peygamber Efendimize göre cennet taşı olarak bilinmektedir. Bu nedenle taşa değer verilip hürmet edilir.