Bu kıssa, Kur'an-ı Kerim'de Sâffat Sûresi'nde anlatılmaktadır. Allah Teâlâ, İbrahim Aleyhisselam'ı Nemrut'un ateşinden kurtardıktan sonra Babil'den Şam'a hicret etmeyi emretti. İbrahim Aleyhisselam, Rabbine dua ederek salih bir evlat istedi ve Allah ona yumuşak huylu bir oğul müjdeledi. Oğlu İsmail, büyüyüp İbrahim Aleyhisselam ile beraber koşacak çağa geldiğinde, İbrahim Aleyhisselam rüyasında onu kurban etmesi gerektiğini gördü. Oğlu İsmail, babasına teslim olarak bu emri yerine getirmesini söyledi. İbrahim Aleyhisselam, oğlunu Allah'ın emrine uyarak kurban etmeye niyetlendiğinde, Allah ona büyük bir koç göndererek İsmail'in yerine koçu kurban etmesini emretti.

İbrahim Aleyhisselam, Allah'tan kendisine salih bir evlat vermesini istediğinde, Cebrail Aleyhisselam ona bir oğlan çocuğu müjdeledi. İsmail Aleyhisselam dünyaya geldiğinde, İbrahim Aleyhisselam aşırı sevincinden onu Allah rızası için kurban edeceğine dair bir adak adadı. İsmail, yedi veya on üç yaşına geldiğinde, İbrahim Aleyhisselam Kabe'yi inşa etti ve hac vazifelerini yerine getirdi.

Zilhiccenin sekizinci gecesi, İbrahim Aleyhisselam rüyasında oğlunu kurban etmesi gerektiğini gördü. Sabahleyin düşündü ve bu rüyanın Allah'tan mı yoksa şeytandan mı geldiğini anlamaya çalıştı. Dokuzuncu gece aynı rüyayı tekrar gördü ve bunun Allah'tan olduğunu anladı. Onuncu gece tekrar aynı rüyayı gördüğünde, Cenab-ı Hak ona oğlunu kurban etmesini emretti.

İbrahim Aleyhisselam, oğlunu kurban etmeye karar verdi ve Hacer validemize oğlunu hazırlamasını söyledi. Yola çıktıklarında, şeytan İbrahim ve İsmail'in yanına gelerek onları bu işten vazgeçirmeye çalıştı. Ancak her ikisi de şeytanın vesveselerine aldırmadı ve İsmail, Allah'ın emrine teslim oldu.

İbrahim Aleyhisselam, oğlunu kurban etmek üzereyken, Allah Cebrail Aleyhisselam'ı göndererek büyük bir koç indirdi ve İsmail'in yerine koçu kurban etmesini emretti. Bu olay, İbrahim Aleyhisselam'ın Allah'a olan sadakatini ve teslimiyetini gösteren büyük bir imtihandı.

İbrahim Aleyhisselam, bıçağı oğlunun boğazına her çektiğinde bıçak kesmedi. İsmail Aleyhisselam, babasının elinin kuvvetinin gitmiş olabileceğini düşündü ve bıçağı bilemesini istedi. Ancak bıçak yine kesmedi. Bu olay, Allah'ın kudretiyle gerçekleşmişti.

Allah, Cebrail Aleyhisselam'a cennetten bir koç getirmesini emretti ve İbrahim Aleyhisselam bu koçu kurban etti. Bu olay, İbrahim ve İsmail'in Allah'a olan teslimiyetlerinin ve sadakatlerinin bir göstergesiydi.

Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalib, bir rüyasında Zemzem kuyusunu kazması gerektiği emredildi. Rüyasında, eğer Allah ona on oğul verirse, birini kurban edeceğine dair bir adak adadı. Allah, Abdulmuttalib'e on oğul verdi ve Abdulmuttalib en sevdiği oğlu Abdullah'ı kurban etmeye niyetlendi. Ancak Kureyşliler buna karşı çıktılar ve develer ve oğulları arasında kura çekmeyi önerdiler. Kura sonucunda, yüz deve kurban edilerek Abdullah kurtarıldı. Bu olay, Peygamber Efendimizin soyunun İsmail Aleyhisselam'a dayandığını ve "Ben, iki kurbanlığın oğluyum" demesinin sebebini açıklar.

Kur'an-ı Kerim'de kurban ibadeti, Hac Suresi'nin 36-37. ayetlerinde genel olarak, Maide Suresi'nin 27. ayetinde Adem Aleyhisselam'ın iki oğlunun kestikleri kurban, Sâffat Suresi'nin 102-107. ayetlerinde İbrahim Aleyhisselam'ın kestiği kurban, Bakara Suresi'nin 196. ayetinde hacda kesilen kurbanlar olarak zikredilmektedir. Kevser Suresi'nde ise Peygamber Efendimize farz olan, ümmetine ise vacip kılınan kurban ibadeti belirtilmektedir.

Hazreti İbrahim'in kurban kıssası, Allah'a olan teslimiyetin ve sadakatin en güzel örneklerinden biridir. Bu kıssa, İslam'ın temel değerlerinden biri olan kurban ibadetinin önemini ve anlamını vurgular. Kurban, Allah'a olan bağlılığın, sadakatin ve teslimiyetin bir sembolüdür.